• 05359637081
  • hcmmuzikmerkezi@gmail.com
  • Açılış: 09:00s - 21:00a

Telefon(0312) 436 37 38

E-mailhcmmuzikmerkezi@gmail.com

AdresÇetin Emeç Blv, Harbiye Mah, Dikmen Cad, No : 122

Bendir

TEF -DEF

Tef,diğer adıyla def yuvarlak bir tahta kasnağın bir veya iki yanına deriden bir örtü geçirilerek yapılan ve parmak vuruşlarıyla çalınan müzik aletidir.

Tef,Türk musikisinde usul vurma aletidir.Bir çeşit açaık davul olan tefin çeşitli şekillerine eski kavimlerde de rastlanır.Araplar’dan İspanya yoluyla Avrupa’ya geçmiş ve adına tambour de basque denmiştir.

BENDİR

Genellikle 40 ila 55 cm çapında daire şeklindeki bir kasnağa deri germek suretiyle imal edilen bendirin belirgin bir özelliği, rezonans sağlamak amacıyla iç tarafına gerilen iplerdir. Aynı enstrüman 12. yüzyıldan itibaren Ortaçağ Avrupa müziğinde timbre veya tymbre (Fransızca) adıyla yaygın olarak kullanılmıştır. Arapça adın Fransızcadan aktarılmış olması kuvvetli olasılıktır.Deriden yapılan bendirlerde kasnaklardaki vidaları sıktıkça ses tonu değişir, aynı zamanda çakmak-kibrit yardımıyla deri 2 dakika kadar ısıtıldığı zaman daha kaliteli ses elde edilir.

DARBUKA – DÜMBEK – TOMBEK

Milattan önceki dönemde günümüz darbukasına benzer çalgılar, çeşitli biçim ve büyüklüklerde Anadolu,Mezopotamya ve Orta Asya uygarlıklarında kullanılmışlardır. Daha sonra ki süreçler içinde değişip gelişerek yine aynı coğrafyalar içinde kullanılmıştır. Bu çalgı zaman içinde ve bölgelere göre farklı isimler ile anılmıştır. Bunlar arasında “dümbek, dümbelek, deplek, deblek, dönbek, tömbek, darbeki,debulak” gibi isimleri sıralayabiliriz. Önceleri pişmiş toprak kullanılarak üretilen bu vurmalı çalgı, giderek sırsız toprağın yanı sıra bakır, aliminyum, çeşitli metal alaşımlar, alçı, porselen, ağaç ve cam elyaf v.b. gibi malzemeler kullanılarak da yapılmıştır. Genellikle bir tarafı geniş, diğer tarafı dar bir boru görünümündeki çalgıda, hayvan derisi ve son zamanlarda ise çoğunlukla sentetik deri kullanılmaktadır. Deri bir kasnağa gerilir ve vidalar yardımıyla gerdirilerek ton sağlanır. Bu çalgının gövdesi üzerine, çeşitli yöre ve kültürel yapıya uygun süslemeler de yapılmış ve günümüzde de devam etmektedir.

PERKÜSYON

Perküsyon sözcüğü Latince’deki ‘Percussio’ ve ‘Percussus’ terimlerinden gelir. Percussio, ‘müzikal anlamda dövmek ve çarpmak ’anlamına gelirken; Percussus, ‘vurmak’ demektir. Darbuka sözcüğü de benzer bir şekilde Arapça ‘darp (vurmak)’ kökünden gelir. Günümüzde perküsyon kelimesi müzik dışındaki alanlardaki ‘iki birimin birbirine çarparak ses üretmesi’ anlamında kullanılmaktadır. Fakat en yaygın kullanım alanı müziktir. Vurmalı çalgıların tarihi oldukça ilginç tartışmalar yaratmış bir konudur. Özellikle Antropologlar ve Tarihçilerin taraf oldukları bu tartışmalarda vurmalıların, tarihin ilk müzik aletleri olabileceği vurgulanmaktadır. Genel bir kronoloji oluşturulmak istenirse, insan sesinin ilk müzik enstrümanı olarak algılanması, perküsyon aleterinin de bir sonraki basamak olarak anılması uygun olacaktır. Müziğin evrimi içerisinde enstrüman sesinden sonraki basamak olarak yer alan perküsyo; ilk örneklerini eller, ayaklar, sopalar, tahtalar ve taşlarla çıkarılan sesler olarak vermiştir. Tarımın gelişmesiyle birlikte yeni teknikler kullanmayı başaran insanlar zamanla aynı enstrümandan farklı tonlar verebilen perküsyon aletleri üretmeyi başarmışlardır. Vurmalı çalgılar genel olarak bir müzik parçasında ritmi belirler. Fakat Vurmalı çalgılar aynı zamanda melodiyi de icra edebilirler.

Tüm enstrümanlarda olduğu gibi işçilik ve kullanılan malzeme çalgının kalitesini belirlemektedir. Belli bir bilgi birikimine sahip kişilerle enstrüman teminini tavsiye etmekteyiz. Bu süreçte eğitmenlerimizin bilgi ve deneyimleriyle sizlere yardımcı olmaktayız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir